kullanılan teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- current
- (Bilgisayar) using
Using simple crayons, just like those used by any child, Maria was able to create breathtaking pictures.
- Sadece herhangi bir çocuk tarafından kullanılanlar gibi basit boya kalemleri kullanarak Maria nefes kesen resimler yaratabildi.
- (Bilgisayar) used space
- used
The profane language used on network television makes many parents with young children not want to subscribe to cable.
- Ağ televizyonda kullanılan saygısız dil küçük çocuklu ebeveynlerin kabloluya abone olmayı istememelerine sebep oluyor.
It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
- O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
- living
- in use
- kullanılan kelimeler
- vocabulary
- kullanılan dil, modern dil
- The language used in modern languages
- kullanılan oylar
- (Hukuk) the votes cast
- kullan
- {f} using
He broke the machine by using it incorrectly.
- O, yanlış kullanarak makineyi bozdu.
You should try to form the habit of using your dictionaries.
- Sözlüklerini kullanma alışkanlığı oluşturmaya gayret etmelisin.
- kullan
- {f} used
The gym is used for the ceremony.
- Spor salonu, tören için kullanıldı.
Windows is the most used operating system in the world.
- Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
- elle kullanılan
- handheld
- en iyi şekilde kullanılan
- optimized
- en iyi şekilde kullanılan
- optimised
- konut olarak kullanılan oda
- (Ticaret) lodging
- sık kullanılan
- (Bilgisayar) favorite
- kullan
- {f} exploiting
Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
- Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
- kullan
- {f} ply
- kullan
- utilize
Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.
- Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.
I want you to utilize that object.
- O nesneyi kullanmanı istiyorum.
- kullan
- used to
It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
- O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
- O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
- kullan
- make use of
Many young people make use of their summer vacation to climb Mt. Fuji.
- Birçok genç insan yaz tatilini Fuji Dağına tırmanmak için kullanıyor.
You should make use of this chance.
- Bu şansı kullanmalısınız.
- kullan
- {f} use
You used a condom for birth control, right?
- Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
Windows is the most used operating system in the world.
- Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
- kullan
- {f} exploit
The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them.
- Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.
Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
- Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
- kullan
- wield
Sami was wielding a knife.
- Sami bir bıçak kullanıyordu.
Do you know how to wield an épée?
- Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?
- kullan
- get round
- kullan
- got round
- kullan
- (Bilgisayar) play
Avoid prolonged use of the console. To help prevent eye strain, take a break of about 15 minutes during every hour of play.
- Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin.
Mary used her fork to play with the food on her plate.
- Mary çatalını tabağındaki yemekle oynamak için kullandı.
- kullanılanlar
- uses
- salata yapmak için kullanılan
- used to make salad
- sıfat gibi kullanılan
- adjective
- yem olarak kullanılan balık parçaları
- chum
- Sea Stallion-Personel/yük naklinde kullanılan tek motorlu ağır ikmal helikopteri
- (Askeri) Sea Stallion
- acil durum tespiti için kullanılan tüm telsiz göndermeçleri
- (Askeri) emergency locator transmitter
- acil durumda kullanılan
- donkey
- anlamı dışında kullanılan kelime
- counterword
- arıza halinde kullanılan yol
- clearway
- az kullanılan
- obsolescent
- aşai rabbani ayininde kullanılan kap
- flagon
- aşai rabbani ayininde kullanılan metal tabak
- paten
- aşai rabbani ayininde kullanılan şarap kadehi
- chalice
- balina avında kullanılan
- whaling
- batitermograf (deniz dibi tetkiklerinde kullanılan termograf)
- (Askeri) bathythermograph
- bu şu anda kullanılan tren tarifesi mi
- Is this the current train schedule
- deneyde kullanılan
- experimental
- deniz savaşlarında kullanılan balta
- poleaxe
- deniz savaşlarında kullanılan balta
- poleax
- deri naklinde kullanılan deri parçası
- skin graft
- devlete ait müteahhit tarafından kullanılan
- (Askeri) government-owned, contractor-operated
- dinamit yapımında kullanılan madde
- dope
- doğal motifler kullanılan sanat türü
- Art Nouveau
- doğumda kullanılan hafif anestezi
- twilight sleep
- duvar halıcılığında kullanılan yün
- berlin wool
- gardrop olarak kullanılan oda
- walk-in closet
- genellikle kullanılan
- in current use
- gerçek anlamı dışında kullanılan sözler
- cant
- geçmiş zaman yerine kullanılan geniş zaman
- historical present
- gizli çekimde kullanılan
- candid
- göz muayenesinde kullanılan araç
- orthoscope
- göz muayenesinde kullanılan ışıklı alet
- ophthalmoscope
- göğüs hastalıkları için kullanılan
- pectoral
- her gün kullanılan
- household
- heykelcilikte kullanılan
- statuary
- ibadet için kullanılan
- devotional
- iki elle kullanılan
- two-handed
- iki sahneyi bağlamakta kullanılan çekim
- cut in
- ilaç yapımında kullanılan
- officinal
- inşaatlarda kullanılan iş makinaları ve ekipmanları
- (Hukuk) construction plant and equipment
- isim olarak kullanılan
- substantive
- için kullanılan kısaltmadır
- (Hukuk) SEC documents
- mesken olarak kullanılan gemi
- houseboat
- müşterek uzaktan kullanılan silah
- (Askeri) joint stand-off weapon
- ovmakta kullanılan yağlı ilaç
- embrocation
- oyuncak gibi kullanılan kimse
- plaything
- posta ile kullanılan oy
- absentee ballot
- posta ile kullanılan oy
- absentee vote
- prefabrik yapıda kullanılan alçı harç
- staff
- sahibi tarafından kullanılan
- drive yourself
- savaşta kullanılan pis koku yayan kap
- stinkpot
- sağ elle kullanılan
- right handed
- sinema fotoğrafçılığında kullanılan güçlü lâmba
- Klieg
- sofrada yemeği ısıtmakta kullanılan kap
- chafing dish
- standart olarak kullanılan
- standard
- standrat olarak kullanılan Kara Kuvvetleri uçak uçuş rotası
- (Askeri) standard use Army aircraft flight route
- suçta kullanılan araçlar
- (Hukuk) instrumentalities
- sıfat gibi kullanılan
- adjectival
- tarım ve ormancılıkta kullanılan tekerlekli traktörler
- (Hukuk) agricultural and forestry tractors
- tek göz ile kullanılan
- monocular
- yem olarak kullanılan kayabalığı
- gudgeon
- yerinde kullanılan söz
- felicity
- yol yapımında kullanılan kırma taş
- road metal
- yol yapımında kullanılan sert taş
- whinstone
- yol yapımında kullanılan sert taş
- whin
- çok kullanılan
- corny
- ısa amblemi olarak kullanılan kuzu şekli
- Agnus Dei
- şimdiki zamanla kullanılan geçmiş zamanlı kelime
- preterite present