kazanama

listen to the pronunciation of kazanama
Türkçe - İngilizce
fail to win
kazan
boiler
kazan
cauldron

The witch is stirring her cauldron. - Cadı, kazanını karıştırıyor.

The cauldron was steaming and bubbling. - Kazan, buhar çıkarıp köpürüyor.

kazan
earn

And you have earned the new puppy that's coming with us … to the White House. - Sen bizimle Beyaz Saray'a kadar gelecek yeni köpek yavrusu kazandın.

Does Tom earn enough money to live in the city? - Tom şehirde yaşamak için yeterli para kazanıyor mu?

kazan
{f} won

In 1958, Brazil won its first World Cup victory. - 1958'de, Brezilya ilk Dünya Kupası zaferini kazandı.

Spain has won the 2010 FIFA World Cup and the national team logo gains the first star. - İspanya, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın galibi oldu ve millî takım logosu ilk yıldızını kazandı.

kazan
(Gıda) batch
kazan
(Gıda) cooker
kazan
{f} win

White to play and win. - Sıra beyazda ve kazandı.

If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory. - Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder.

kazan
kier
kazan
{f} gaining

You're not gaining anything by doing so. - Öyle yaparak hiçbir şey kazanmıyorsun.

Their relationship really started gaining momentum. - Onların ilişkisi ivme kazanmaya başladı.

kazan
{f} winning

I'm sure of winning the championship. - Ben şampiyonluğu kazanacağımdan eminim.

Finding a decent man is more difficult than winning a lottery. - Saygın bir insan bulmak bir piyango kazanmaktan daha zor.

kazan
{f} earned

This is more than I have earned. - Bu, kazandığımdan daha fazla.

He earned money by delivering newspapers. - O, gazete dağıtarak para kazandı.

kazan
{f} gain

Ill-gotten gains are short-lived. The only way to make real money is to earn every penny. - Haksız kazançlar kısa ömürlüdür.Gerçek para yapmanın tek yolu her kuruşu kazanmaktır.

When we are praised, we gain confidence. - Övüldüğümüz zaman güven kazanırız.

kazan
seether
kazan
vessel
kazan
boiler; furnace (containing a boiler)
kazan
kepçe: İstanbul kazan ben kepçe. I have searched all over Istanbul
kazan
caldron, cauldron, large kettle
kazan
caldron
kazan
bowl

Who do you think will win this year's Super Bowl? - Bu yılki final karşılaşmasın kimin kazanacağını düşünüyorsun?

Who won the Super Bowl? - Amerikan futbolu şampiyonluğunu kim kazandı?

kazan
cauldron, kettle; boiler, kier
kazan
(Tekstil) kettle
kazan
gross
İngilizce - İngilizce

kazanama teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

Kazan
City in Russia, capital of Tatarstan, Russia
Kazan
City in Russia, administrative center of Tatarstan, Russia
Kazan
Turkish-born American stage and film director whose credits include Williams's A Streetcar Named Desire (1947) and the movies On the Waterfront (1954) and East of Eden (1955). City (pop., 2001 est.: 1,090,200), capital of the Tatarstan republic, western Russia. Located at the confluence of the Volga and Kazanka rivers, it was founded in the 13th century by Mongols of the Golden Horde; it became the capital of an independent khanate in the 15th century. In 1552 Ivan IV (the Terrible) captured Kazan and subjugated the khanate. The city was burned in a revolt (1773-74), but after its reconstruction it grew in importance as a trading centre, and by the beginning of the 20th century it was one of the chief manufacturing cities of Russia
Kazan
{i} city west-central Russia on the Volga river; family name; Elia Kazan (1909-2003), Turkish born United States movie and stage director and author of Greek parentage
kazan
an industrial city in the European part of Russia
Türkçe - Türkçe

kazanama teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

KAZAN
(Osmanlı Dönemi) (KEVZÂN) Semiz şişman kimse
kazan
Çok miktarda yemek pişirmeye veya bir şey kaynatmaya yarayan büyük, derin kap
kazan
Buhar makinelerinde, kalorifer tesisatında, suyun kaynatıldığı kapalı kap
kazan
Çok miktarda yemek pişirmeye veya bir şey kaynatmaya yarayan büyük, derin kap: "Koca bir kazan patates kaynattık."- A. Gündüz
kazan
Sazlık yerlerde dibi bulunmayan sulu yer
kazanama