He declined to take part in the meeting because he did not feel he had anything to add.
They had cake and ice cream, but he did not take part.
Either you or I must attend the meeting.
- Toplantıya ya sen ya da ben katılmak zorundayım.
Why are you going to Japan? To attend a conference in Tokyo.
- Neden Japonya'ya gideceksin? Tokyo'da bir konferansa katılmak için.
Please give us a call now if you want to participate in the workshop!
- Çalıştaya katılmak istiyorsanız lütfen şimdi bizi arayın.
They want to participate in the Olympic Games.
- Onlar Olimpiyat Oyunları'na katılmak istiyorlar.
Whenever Beth's parents have guests, she wants to join their adult talk.
- Beth'in ebeveynlerinin ne zaman misafirleri olsa, o, yetişkinlerin konuşmasına katılmak ister.
My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
- Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi.
I have been selected to participate in this program.
- Bu programa katılmak için seçildim.
They want to participate in the Olympic Games.
- Onlar Olimpiyat Oyunları'na katılmak istiyorlar.
I'm afraid I have to agree with Tom's analysis.
- Korkarım Tom'un analizlerine katılmak zorundayım.
Tom has agreed to attend.
- Tom katılmak için anlaştı.
Tom added his name to the list of people who wanted to attend the dance.
- Tom adını dansa katılmak isteyenlerin listesine ekledi.
I want to get involved in politics.
- Siyasete katılmak istiyorum.
We don't like to get involved.
- Katılmaktan hoşlanmıyoruz.
Tom and I are just getting ready to eat. Would you like to join us?
- Tom ve ben sadece yemek yemek için hazırlanıyoruz. Bize katılmak ister misin?
I wanted to take part in the party but I couldn't.
- Partiye katılmak istedim fakat yapamadım.
Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
- Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
Please feel free to join in.
- Lütfen katılmak için çekinmeyin.
Tom doesn't want to take part in the ceremony.
- Tom törene katılmak istemiyor.
I wanted to take part in the party but I couldn't.
- Partiye katılmak istedim fakat yapamadım.
Masaru wants to join the English Club.
- Masaru İngiliz Kulübüne katılmak istiyor.
Whoever wants to join our club will be welcome.
- Kulübümüze katılmak isteyen herkes kabul edilecek.