I'll give you as many as you like.
- Sana istediğin kadar çok sayıda vereceğim.
There are as many as two hundred cherry trees in this park.
- Bu parkta iki yüz kadar çok sayıda kiraz ağaçları vardır.
Tom took me to a restaurant where you can eat as much as you want for thirty dollars.
- Tom beni otuz dolara istediğin kadar çok yiyebileceğin bir restorana götürdü.
Tom didn't trust Mary as much as she trusted him.
- Onun Tom'a güvendiği kadar çok Tom Mary'ye güvenmiyor.
Do we really need this much food?
- Bu kadar çok yiyeceğe gerçekten ihtiyacımız var mı?
I've never seen this much money at once before.
- Daha önce aynı anda bu kadar çok para görmedim.