I'll give you as many as you like.
- Sana istediğin kadar çok sayıda vereceğim.
There are as many as two hundred cherry trees in this park.
- Bu parkta iki yüz kadar çok sayıda kiraz ağaçları vardır.
Tom didn't trust Mary as much as she trusted him.
- Onun Tom'a güvendiği kadar çok Tom Mary'ye güvenmiyor.
Tom didn't love Mary as much as she loved him.
- Mary'nin onu sevdiği kadar çok Tom Mary'yi sevmiyordu.
Have you ever sweated this much?
- Hiç bu kadar çok terledin mi?
I haven't had this much fun in years.
- Yıllardır bu kadar çok eğlenmedim.