kızlık

listen to the pronunciation of kızlık
Türkçe - İngilizce
maidenhead
cherry
virginhood
girlhood; maidenhood, virginity
virginity
virginal
girlhood
cherry#pepper
kızlık zarı
hymen

When a girl has sex for the first time, her hymen ruptures and bleeds. - Bir kız ilk kez seks yaptığında, onun kızlık zarı parçalanır ve kanar.

Most virgins have an intact hymen. - Çoğu bakirenin sağlam bir kızlık zarı vardır.

kız
girl

I sometimes wonder if I am a girl. - Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.

Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me. - Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.

kızlık bozma
deflower
kızlık bozmak
(Argo) deflorate
kızlık bozmak
(Argo) deflower
kızlık bozmak
(Argo) knock off
kızlık zarı bozmak
deflower
kızlık bozmak
To break her maiden
kızlık bozmak
(Argo) ruin
kızlık zarı
Hymen, virginal membrane, cherry
kızlık zarı bozulması
lose virginity
kızlık adı
maiden name
kızlık muayenesi
(Kanun) examination of hymen
kızlık soyadı
maiden name

What's Mary's maiden name? - Mary'nin kızlık soyadı ne?

What's your mother's maiden name? - Annenizin kızlık soyadı nedir?

kızlık soyadı ile
nee
kızlık zarı
hymen, maidenhead
kızlık zarı
cherry
kızlık zarı
virginal membrane
kızlık çağı
girlhood
kız
{i} bird

The girl released the birds from the cage. - Kız kuşları kafesten serbest bıraktı.

The girl let the bird loose. - Kız kuşu serbest bıraktı.

kız
daughter

His daughter is eager to go with him anywhere. - Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.

The Joneses love their daughter. - Joneslar kızlarını sever.

kız
judy

That girl whose hair is long is Judy. - Saçı uzun olan kız Judy.

That girl who has long hair is Judy. - Uzun saçlı o kız Judy'dir.

kız
skirt

Do those girls wear white skirts? - O kızlar beyaz etek mi giyiyor?

The girls wore grass skirts and had flowers around their necks. - Kızlar çim etekler giyiyordu ve boyunlarında çiçekler vardı.

kız
queen

There was once upon a time an old Queen whose husband had been dead for many years, and she had a beautiful daughter. - Biz zamanlar kocası yıllar önce ölmüş olan yaşlı bir kraliçe vardı ve onun da güzel bir kızı vardı.

Once upon a time there lived a king and queen who had three very beautiful daughters. - Bizr zamanlar, üç çok güzel kızı olan bir kral ve kraliçe yaşardı.

kız
resent

They may feel some resentment. - Biraz kızgınlık hissedebilirler.

There was enormous resentment over high taxes. - Yüksek vergiler hakkında büyük bir kızgınlık vardı.

kız
lass
kız
bridle up
kız
wench
kız
picture card
kız
virgin

That girl who's wearing a scarf is a virgin. - Bir eşarp takan o kız bakire.

In the Torah Lot offers his virgin daughter's to be gang raped. - Tevrat'ta Lut, bakire kızını toplu tecavüze uğraması için sunuyor.

kız
bridle at
kız
puss
anne kızlık soyadı
mother's maiden name
kız
gırl

He married a Canadian girl. - O, Kanadalı bir kızla evlendi.

I sometimes wonder if I am a girl. - Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.

kız
country girl
kız
girl's
genç kızlık hali
girlishness
genç kızlık çağı
maidenhood
kız
chick

Tom loves fried chicken. - Tom, kızarmış tavuk seviyor.

I like roast chicken. - Fırında kızartılmış tavuğu severim.

kız
female

The female student that sat in front of the teacher is from Germany. - Öğretmenin önünde oturan kız öğrenci Almanyalıdır.

Tom has a lot female friends. - Tom'un çok sayıda kız arkadaşı var.

kız
(iskambil) queen
kız
Miss

I'm beginning to miss my girlfriend. - Kız arkadaşımı özlemeye başlıyorum.

The mother missed her daughter who was away at college. - Anne üniversitedeki kızını özledi.

kız
maid

What's your mother's maiden name? - Annenin kızlık soyadı nedir?

Mary went back to using her maiden name. - Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.

kız
maiden

The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine. - Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.

What's your wife's maiden name? - Karınızın kızlık soyadı nedir?

kız
virgin, maiden
kız
lassie
kız
chicken

I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs. - Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.

I like roast chicken. - Fırında kızartılmış tavuğu severim.

kız
babe
kız
playing cards queen
kız
bunny

Tom gave his daughter a stuffed bunny. - Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.

Mary wore bunny slippers. - Mary kız terlikleri giydi.

kız
gal
kız
girl; daughter, girl; queen; virgin, maiden
kız
jenny
kız
colleen
kız
sheila
kız
jill

Jill is the only girl in our club. - Jill Kulübümüzde tek kız.

kız
demoiselle
kızlık zarı
cherry#pepper
Türkçe - Türkçe
Kız olma durumu, erdenlik, bekâret
Üvey kız
Bir kadının evlenmeden önceki yaşantısıyla ilgili, o döneme özgü
Kız olma durumu, erdenlik, bekâret. Üvey kız
Bir kadının evlenmeden önceki yaşantısıyla ilgili, o döneme özgü: "İşte bu onun kızlık odası."- M. Ş. Esendal
kızlık zarı
Cinsel ilişkide bulunmamış kızların döl yolunu kısmen kapayan zar, himen
Kız
bint
Kızlık zarı
(Hukuk) HYMEN
Kızlık zarı
himen
kız
Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından seslenilirken kullanılır
kız
Dişi
kız
Dişi çocuk
kız
Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü: "Sesleri işitiyor musun, kızım?"- F. R. Atay. İskambil kâğıtlarında kız resimli kâğıt
kız
İskambil kâğıtlarında kız resimli kâğıt
kız
Dişi çocuk: "Düşüncesi bu noktaya gelince birdenbire Azize'nin küçük kızını hatırladı."- H. E. Adıvar
kız
Cinsel ilişkide bulunmamış dişi, kız oğlan kız, erden, bakire: "Bulursam namuslu bir kızla evleneceğim."- B. R. Eyuboğlu
kız
Cinsel ilişkide bulunmamış dişi, kız oğlan kız, erden, bakire