Betty is a pretty girl, isn't she?
- Betty güzel bir kızdır, değil mi?
He married a Canadian girl.
- O, Kanadalı bir kızla evlendi.
The girl released the birds from the cage.
- Kız kuşları kafesten serbest bıraktı.
This little girl let the birds escape.
- Bu küçük kız kuşların kaçmasına izin verdi.
The Joneses love their daughter.
- Joneslar kızlarını sever.
He was impatient to see his daughter.
- Kızını görmek için çok sabırsızdı.
That girl who has long hair is Judy.
- Uzun saçlı o kız Judy'dir.
That girl whose hair is long is Judy.
- Saçı uzun olan kız Judy.
Do those girls wear white skirts?
- O kızlar beyaz etek mi giyiyor?
Mary was the only girl wearing a skirt.
- Mary etek giyen tek kızdı.
There was once upon a time an old Queen whose husband had been dead for many years, and she had a beautiful daughter.
- Biz zamanlar kocası yıllar önce ölmüş olan yaşlı bir kraliçe vardı ve onun da güzel bir kızı vardı.
Once upon a time there lived a king and queen who had three very beautiful daughters.
- Bizr zamanlar, üç çok güzel kızı olan bir kral ve kraliçe yaşardı.
I feel resentment against your unwarranted criticism.
- Haksız eleştirine karşı kızgınlık hissediyorum.
Tom resented the fact that Mary got the promotion instead of him.
- Tom onun yerine Mary'nin terfi alması gerçeğine kızdı.
Are you still a virgin?
- Hâlâ kız oğlan kız mısın?
That girl who's wearing a scarf is a virgin.
- Bir eşarp takan o kız bakire.
Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
- Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
Betty is a pretty girl, isn't she?
- Betty güzel bir kızdır, değil mi?
Tom loves fried chicken.
- Tom, kızarmış tavuk seviyor.
I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.
- Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.
That female student is American.
- O kız öğrenci Amerikalıdır.
The female student that sat in front of the teacher is from Germany.
- Öğretmenin önünde oturan kız öğrenci Almanyalıdır.
I really miss my girlfriend.
- Kız arkadaşımı gerçekten özlüyorum.
The mother missed her daughter who was away at college.
- Anne üniversitedeki kızını özledi.
What's your mother's maiden name?
- Annenin kızlık soyadı nedir?
What's your wife's maiden name?
- Karınızın kızlık soyadı nedir?
Mary's maiden name is Jackson.
- Mary'nin kızlık soyadı Jackson'dur.
Mary went back to using her maiden name.
- Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.
Dad uses fire to roast a chicken.
- Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.
I like roast chicken.
- Fırında kızartılmış tavuğu severim.
Tom gave his daughter a stuffed bunny.
- Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
Mary wore bunny slippers.
- Mary kız terlikleri giydi.
Jill is the only girl in our club.
- Jill Kulübümüzde tek kız.