Tom ve Bill birbirlerinden bağımsız olarak karara vardılar.
- Tom and Bill arrived at the conclusion independently of each other.
Tom bağımsız olarak zengin.
- Tom is independently wealthy.
Onun o kadar üzerinde titrememelisin. O bağımsız olmayı öğrenmeli.
- You shouldn't coddle her so much. She needs to learn to be independent.
O günlerde, Amerika Birleşik Krallık'tan bağımsız değildi.
- In those days, America was not independent of the United Kingdom.
O, akıllı ve özgür bir kız.
- She's a smart and independent girl.
Apartmanında tek başına olduğunda, bağımsız hissedersin. Odanda tek başına olduğunda, özgür hissedersin. Yatağında tek başına olduğunda, yalnız hissedersin.
- When you're alone in your apartment, you feel independent. When you're alone in your room, you feel free. When you're alone in your bed, you feel lonely.
Büyük annem başına buyruk birisidir.
- My grandma is a very independent person.
Tom çok başına buyruktu.
- Tom was very independent.
O daha bağımsız olmak istiyor.
- She wants to be more independent.
O daha bağımsız olmak istiyor.
- He wants to be more independent.
I'm independently wealthy, so I'm not in the pay of any particular group or industry, Mr. Williams said.
... independently of operating system versions. ...