increase in salary, wage increase

listen to the pronunciation of increase in salary, wage increase
İngilizce - Türkçe
maaş artışı, ücret artışı
raise
büyütmek (çocuk)
raise
{f} artırmak
raise
{f} yetiştirmek

Annem bizi yetiştirmek için çok çalıştı. - My mother worked hard in order to raise us.

Bu, çocukları yetiştirmek için iyi bir yer olurdu. - This would be a good place to raise kids.

raise
{i} yükselme

O yükselmeyi hak ediyorum. - I deserve that raise.

raise
{i} çıkıntı
raise
{f} zam yapmak
raise
bir araya getirmek
raise
şardonlamak
raise
(Teknik,Tekstil) tüylendirmek
raise
refetmek
raise
büyütmek

Sen hapishanedeydin bu yüzden çocuklarımızı kendim büyütmek zorunda kaldım. - You were in prison, so I had to raise our children by myself.

Sami'nin karısı çocuğunu yalnız başına büyütmek için ayrıldı. - Sami's wife was left to raise her child alone.

raise
öndürmek
raise
{f} neden olmak
raise
(isim) çıkıntı, kabartı, yükselme, artış, zam, yokuş, rampa
raise
{f} kabartmak
raise
{f} son vermek
raise
toplamak besleyip üretmek
raise
ses yükseltmek
raise
(fiil) kabartmak, kaldırmak, artırmak, yükseltmek, dikmek, ayağa kaldırmak, yol açmak, neden olmak, toplamak, yetiştirmek, büyütmek, beslemek, zam yapmak, son vermek, ruh çağırmak, karayı görmek
İngilizce - İngilizce
{i} raise
increase in salary, wage increase