in truth, to tell the truth.

listen to the pronunciation of in truth, to tell the truth.
İngilizce - Türkçe

in truth, to tell the truth. teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

frankly
açıkça

Açıkçası, siz elinizden gelen gayreti göstermediniz. - Frankly speaking, you haven't tried your best.

Açıkça konuşmak gerekirse, o güvenilmez biri. - Frankly speaking, he is untrustworthy.

frankly
z. açıkça
frankly
içtenlikle
frankly
açık açık
frankly
açık söylemek gerekirse
frankly
işin doğrusu
frankly
açıkçası

Açıkçası, Mary'nin benimle öğle yemeği yemesini istemeye güvenim yoktu. - Frankly, I didn't have the confidence to ask Mary to have lunch with me.

Açıkçası, onun konuşmaları her zaman sıkıcı. - Frankly speaking, his speeches are always dull.

frankly
dobra dobra
frankly
samimi

Biz oldukça samimi olarak konuştuk. - We talked quite frankly.

O, samimi olarak suçunu itiraf etti. - She frankly admitted her guilt.

frankly
açık sözlü bir şekilde
frankly
dürüstçe

Ben görüşlerini dürüstçe ifade eden insanlara hayranım. - I admire people who express their opinions frankly.

Dürüstçe konuşulursa, o güvenilmez bir adamdır. - Frankly speaking, he is an unreliable man.

frankly
samimi olarak

Biz oldukça samimi olarak konuştuk. - We talked quite frankly.

O, samimi olarak suçunu itiraf etti. - She frankly admitted her guilt.

frankly
doğrusu

Doğrusu, canım, vız gelir tırıs gider. - Frankly, my dear, I don't give a damn.

İngilizce - İngilizce
frankly

Frankly, my dear, I don't give a damn.