Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
 - This factory manufactures automobile parts.
Müzik, hayatımın önemli bir parçasıdır.
 - Music is an important part of my life.
Bu teori üç kısımdan oluşur.
 - This theory consists of three parts.
İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim.
 - I visited many parts of England.
Her iki taraf savaşa karşı çıktı.
 - Both parties opposed war.
Parti Mac tarafından organize edildi.
 - The party was organized by Mac.
Bu yol deprem sonucu kısmen yıkıldı.
 - This road was partly destroyed in consequence of the earthquake.
Üzgünüm. Ben bunun için kısmen sorumluyum.
 - I'm sorry. I'm partly responsible for it.
Yarın partiye gelecekmisin?
 - Will you come to the party tomorrow?
Çocuğunuzun doğumundan sonra işinizi yarım gün yapmalısınız.
 - After the birth of your child, you should make your work part-time.
Tom zaten görevini yaptı.
 - Tom has already done his part.
Görevimi yapmayı planlıyorum.
 - I plan on doing my part.
Gelecek Cumartesi, yani 25 Ağustos'ta bir parti düzenlenecek.
 - A party will be held next Saturday, that is to say, on August 25th.
Japonca öğrenmenin zor yanı nedir?
 - What is the hard part of learning Japanese?
İş ortakları olarak on yıl sonra, yollarını ayırmaya karar verdiler.
 - After ten years as business partners, they decided to part ways.
Parti için sandalyeler ayırtıldı.
 - The seats were reserved for the party.
O, evinden ayrılmak zorunda kaldı.
 - He had to part with his house.
Niçin ayrılmak istediğine dair fikrim yok.
 - I have no idea why you want to part with that.