Onunla gidemediğim için üzgünüm.
- I am sorry that I could not go with her.
Ben, sizi bu kadar uzun beklettiğim için üzgünüm.
- I am sorry to have kept you waiting so long.
Onu işittiğime üzüldüm.
- I am sorry to hear that.
Geç kaldığım için üzgünüm.
- I'm sorry I'm so late.
Üzgünüm, seni seviyorum.
- I'm sorry, I love you.
Affedersiniz fakat söylediğinizi anlamadım.
- I'm sorry, but I didn't catch what you said.
Affedersiniz ama bu video artık mevcut değil.
- I'm sorry, but it's no longer available.
... - WHOA! - YOU'RE GONNA BE SORRY YOU DID THAT! ...
... Sorry. ...