Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- I am sorry to trouble you.
Ben, sizi bu kadar uzun beklettiğim için üzgünüm.
- I am sorry to have kept you waiting so long.
Onu işittiğime üzüldüm.
- I am sorry to hear that.
Üzgünüm, mantıların tümü bitti.
- I'm sorry, we're all out of manti.
Geç kaldığım için üzgünüm.
- I'm sorry I'm so late.
Affedersiniz, onu tekrar söyler misiniz?
- I'm sorry, could you say that again?
Affedersiniz ama bu video artık mevcut değil.
- I'm sorry, but it's no longer available.
... JAKE PORWAY: Oh yes, I'm so sorry. ...
... ALAN RUSBRIDGER: Sorry. ...