They consider him their best employee.
- Onu en iyi işçileri olarak düşünüyorlar.
I had to make up for three other employees, who were laid off yesterday.
- Dün işten atılan diğer üç işçiyi tazmin etmek zorunda kaldım.
Many of the workers died of hunger.
- İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.
General Motors laid off 76,000 workers.
- General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı.
A bad workman always blames his tools.
- Kötü bir işçi her zaman aletlerini suçlar.
A good workman always takes care of his tools.
- İyi bir işçi her zaman aletleriyle ilgilenir.
Many men were hired at the factory.
- Fabrikaya birçok işçi alındı.
It's important to unite as many workers as possible.
- Mümkün olduğunca çok sayıda işçiyi bir araya getirmek önemlidir.
The laborers formed a human barricade.
- İşçiler bir insan barikatı kurdu.
We saw laborers blasting rocks.
- Kayaları patlatan işçiler gördük.
He's a labourer on a riverboat.
- O bir nehir botunda bir işçidir.
Tom used to be our handyman.
- Tom bizim hünerli işçimizdi.
The handyman was supposed to arrive at twelve noon, but got stuck in a traffic jam for a few hours.
- İşçinin öğle on ikide gelmesi bekleniyordu fakat birkaç saattir bir trafik sıkışıklığında sıkıştı.
These workmen are constructing a road.
- Bu işçiler bir yol inşa ediyorlar.
I got dressed early, but the workmen have not yet arrived.
- Ben erken giyindim ama işçiler henüz gelmedi.