The box contains a Mesopotamian statue.
 - Kutu bir Mezepotamya heykeli içermektedir.
This beer contains 5% alcohol.
 - Bu bira %5 alkol içermektedir.
This amount includes tax.
 - Bu tutar vergi içermektedir.
Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals.
 - E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.
In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
 - Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
The dictionary contains about half a million words.
 - Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.
I took a speed-reading course and read War and Peace in twenty minutes. It involves Russia.
 - Ben hızlı okuma kursu aldım ve yirmi dakika içinde Savaş ve Barışı okudum. Bu Rusya'yı içeriyor.
I'm sure there's an option that doesn't involve a bribe.
 - Rüşvet içermeyen bir seçenek olduğuna eminim.
This amount includes tax.
 - Bu tutar vergi içermektedir.
Tom's duties include raking the leaves.
 - Tom'un görevleri yaprakları tırmıkla toplamayı içermektedir.
The list included Tom.
 - Liste Tom'u içeriyordu.
The uncut version of the DVD only included one extra scene.
 - DVD'nin kesilmemiş versiyonu sadece bir tane ekstra sahne içeriyordu.
The Kalmar Union, comprising Sweden, Denmark and Norway, broke apart in 1523.
 - İsveç, Danimarka ve Norveç'i içeren Kalmar Birliği, 1523'te ayrıldı.