hevesli

listen to the pronunciation of hevesli
Türkçe - İngilizce
willing

Sami was willing to do that. - Sami onu yapmak için hevesliydi.

Tom said that he was willing to do that. - Tom onu yapmaya hevesli olduğunu söyledi.

keen

Sami was very keen on hunting. - Sami avlanmaya çok hevesliydi.

She is keen to go abroad. - O yurt dışına gitmek için hevesli.

avid

Tom is an avid reader of history. - Tom tarihin hevesli bir okuyucusudur.

She's an avid art collector. - O, hevesli bir sanat koleksiyoncusu.

enthusiastic

Tom seems to be enthusiastic. - Tom hevesli görünüyor.

Tom isn't very enthusiastic, is he? - Tom çok hevesli değil, değil mi?

eager

His daughter is eager to go with him anywhere. - Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.

Young people are eager to go abroad. - Gençler yurt dışına gitmekte çok hevesli.

itchy
great
studious
anxious

He is anxious to see you. - O seni görmek için hevesli.

I'm anxious for a promotion. - Ben bir tanıtım için hevesliyim.

fervent
gung ho
dabbler
aspired
bouncy
zealous
responsive
amateur; dilettante
intent
(someone) who is an amateur or dilettante
enthusiastic (about), very interested (in), eager (to), keen (on): yüzmeye hevesli bir kız a girl who's keen on swimming. sanat heveslisi bir genç a youth who's interested in art
spirited
desirous
full of zeal
hellbent
earnest
(Hukuk) eagerly
ambitious
enthusiastic, keen, eager, desirous, fervent; dilettante, amateur
enthusiast

George is very enthusiastic about his new job. - George yeni işi hakkında çok hevesli.

Tom isn't very enthusiastic, is he? - Tom çok hevesli değil, değil mi?

itching
game
greedy
greed
disposed
athirst
agog
ardent
keen on

Sami was very keen on hunting. - Sami avlanmaya çok hevesliydi.

I'm not keen on this kind of music. - Bu tür müziğe hevesli değilim.

faddish
fain
hevesli bir şekilde
fervently
hevesli olmak
be disposed
hevesli olmak
be keen on
hevesli olmak
keen on
hevesli olmak
disposed
hevesli ama başarısız
manque
hevesli kimse
glutton
hevesli olarak
desirously
hevesli olma
ambitiousness
hevesli olma
zealousness
hevesli olmak
to be disposed (to do sth), to be keen on
hevesli olmak
care
çalışmaya hevesli
willing to work
aşırı hevesli
overanxious
çok hevesli
overzealous
öğrenmeye hevesli
teachable
hevesli