herşey

listen to the pronunciation of herşey
Türkçe - İngilizce
everything

Maria knows everything there is to know about dairying, having been employed in the field for over 35 years. - Maria, 35 yılı aşkın bir süredir arazide istihdam edildiği için, sütçülük hakkında herşeyi bilir.

Tell Tom everything's fine. - Tom'a herşeyin yolunda olduğunu söyle.

all in all
(deyim) box and dice
her şey
everything

Some people believe that Japan is No.1 in everything. - Bazı insanlar Japonya'nın her şeyde 1 numara olduğuna inanıyor.

Put everything in my basket. - Her şeyi sepetime koy.

her şey
anything

I will do anything for you. - Senin için her şeyi yapacağım.

He values honor above anything else. - O, onura her şeyden daha çok değer verir.

her şey
{i} all

One will be judged by one's appearance first of all. - Bir insan her şeyden önce görünümü ile değerlendirilecektir.

All you ever do is nitpick. I wish you could say something more constructive. - Şu ana kadar yaptığın bütün şey her şeye kusur bulmak, keşke daha yapıcı bir şey söyleyebilsen.

her şey
(Argo) lock, stock and barrel
her şey
omni-
Sonu iyi biten herşey iyidir
(Atasözü) All is well that ends well
her şey
everything that
her şey
all the things
aramızda herşey bitti
I am thru with
her şey
the works
her şey
everything, all
her şey
caboodle
her şey
omni

Only God is omnipotent. - Sadece Tanrı her şeye gücü yetendir.

Jane Goodall discovered that chimpanzees are omnivorous, not vegetarian. - Jane Goodall şempanzelerin her şeyi yediklerini, vejetaryen olmadıklarını keşfetti.

her şey
{k} the whole ball of wax
Türkçe - Türkçe

herşey teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Her şey
(Osmanlı Dönemi) ÂLEM
Her şey
ne
annem hakkında herşey
Pedro Almodovar'ın bir filmi