That life is mysterious, I admit.
- O, yaşamın gizemli olduğunu kabul ediyorum.
Do you remember the mysterious murder?
- Gizemli cinayeti hatırlıyor musunuz?
I have often admired the mystical way of Pythagoras, and the secret Magic of numbers.
- Pisagorun gizemli yoluna ve rakamların gizli büyüsüne sık sık hayran olurum.
Why are you so secretive?
- Neden bu kadar gizemlisin?
You seem to be very secretive.
- Sen çok gizemli görünüyorsun.
You're always very secretive.
- Sen her zaman çok gizemlisin.
You seem to be very secretive.
- Sen çok gizemli görünüyorsun.
I have often admired the mystical way of Pythagoras, and the secret Magic of numbers.
- Pisagorun gizemli yoluna ve rakamların gizli büyüsüne sık sık hayran olurum.
Love is mystery and misery indefinitely.
- Aşk, sürekli olarak gizem ve sefalettir.
The murder remains a mystery.
- Cinayet gizem olarak kalır.
Tom mysteriously vanished in 2013.
- Tom 2013'te gizemli bir şekilde kayboldu.
He was found mysteriously murdered.
- O gizemli bir şekilde öldürülmüş bulundu.
What she said was an enigma to me.
- Onun söylediği benim için bir gizemdi.
Russia is a riddle wrapped in a mystery inside an enigma.
- Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece.
Why are you so secretive?
- Neden bu kadar gizemlisin?
Tom was always very secretive.
- Tom her zaman çok gizemliydi.