geçende

listen to the pronunciation of geçende
Türkçe - İngilizce

geçende teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

geçen
last

This is the hotel where we stayed last year. - Bu, bizim geçen sene kaldığımız oteldir.

I hear he has been ill since last month. - Onun geçen aydan beri hasta olduğunu duydum.

geçen
{s} late

Spring has come later this year compared with last year. - Geçen yılla karşılaştırıldığında bahar bu yıl geç geldi.

Last year, my brother was late for school every day. - Geçen sene kardeşim okula her gün geç kalırdı.

geçen
passing

Dan landed onto the roof of a passing van. - Dan geçen bir kamyonetin çatısına indi.

A passing car splashed water on us. - Geçen bir araba üzerimize su sıçrattı.

geçen
{s} former

The other day I met my former neighbour in the city. - Geçen gün kentte eski komşuma rastladım.

geçen
past

Tom wondered what Mary would say if she knew he had spent the past week in Boston with Alice. - Mary, onun geçen haftayı Alice ile Boston'da geçirdiğini bilseydi Tom Mary'nin ne söyleyeceğini merak ediyordu.

Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours. - Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu.

geçen
(Bilgisayar) elapsed
geçen
passed

Her mother passed away last year. - Annesi geçen yıl öldü.

The leaves turned red as the days passed. - Yapraklar her geçen gün kırmızıya döndü.

geçen
other

She bought a new house the other day. - O, geçen gün yeni bir ev satın aldı.

He is the boy of whom we spoke the other day. - O, geçen gün konuştuğumuz çocuktur.

geçen
transitive
geçen
last, past
geçen
in excess of
geçen
yester

A burglar broke into the convenience store last month, but I heard the police caught him yesterday. - Bir hırsız geçen ay bir markete girdi fakat polisin onu dün yakaladığını duydum.

Why didn't you call me yesterday evening? - Geçen akşam neden beni aramadın?

geçen
hereinabove
Türkçe - Türkçe
Ne kadar geçtiği belli olmayan yakın bir zaman önce
Geçen
(Osmanlı Dönemi) MÜSABIK
Geçen
kaim
geçen
Belirsiz bir süre önceki, birkaç gün önceki
geçen
Bir önceki
geçen
Bir önceki (hafta, ay, yaz, kış vb.): "Yine bir gün o kızı geçen yıl gördüğü incirlikte bir daha gördü."- O. C. Kaygılı