I am keeping a diary every day.
- Her gün bir günlük tutuyorum.
He keeps a diary in English.
- O, İngilizce bir günlük tutar.
This is a daily newspaper.
- Bu bir günlük gazetedir.
Tell me about your daily life.
- Bana günlük yaşantından bahset.
My dad keeps a journal every day.
- Babam her gün bir günlük tutar.
I was the one who suggested Tom keep a journal.
- Tom'un bir günlük tutmasını öneren kişi bendim.
He has already read the daily newspaper.
- O zaten günlük gazeteyi okudu.
This is a daily newspaper.
- Bu bir günlük gazetedir.
She wanted to get away from everyday life.
- Günlük hayattan uzaklaşmak istedi.
At the very least, I'd like to be able to have everyday conversations.
- En azından günlük konuşmalar yapabilmeyi istiyorum.