This is the diary which she kept.
- Bu onun tuttuğu günlüktür.
She used to keep a diary, but she no longer does.
- O, bir günlük tutardı, ama artık tutmuyor.
Are you satisfied with your daily life?
- Günlük yaşantından memnun musun?
If you go to that supermarket, you can buy most things you use in your daily life.
- O süpermarkete giderseniz, günlük hayatta kullandığınız pek çok şeyi satın alabilirsiniz.
Are you keeping a journal?
- Bir günlük tutuyor musun?
I've started keeping a journal.
- Bir günlük tutmaya başladım.
This is a daily newspaper.
- Bu bir günlük gazetedir.
The daily newspaper brings the world's problems to the breakfast table.
- Günlük gazete dünya'nın sorunlarını kahvaltı masasına getirir.
TV plays an important part in everyday life.
- TV günlük yaşamda önemli bir rol oynar.
Tell me about your everyday life.
- Bana günlük yaşamından bahset.