Bana kalırsa, umurumda değil.
- I, for my part, don't care.
Bana kalırsa benim itirazım yok.
- For my part, I have no objection.
Bunun için çok yaşlanıyorum
- I'm getting too old for this.
Bunun için tüm sorumluluğu kabul edeceğim.
- I will accept full responsibility for this.
Yardımın için sana çok fazla teşekkür edemeyiz.
- We cannot thank you too much for your help.
Sana olan aşkım sana her şeyi söylememe izin vermeyecek. Bazı şeyler söylenmemiş olarak bırakılsa iyi olur.
- My love for you won't let me tell you everything. Some things are better left unsaid.
Yardımınız için size çok minnettarım.
- I'm very grateful to you for your help.
İyiliğiniz için size minnettarım.
- I am grateful to you for your kindness.
Senin için akşam yemeği pişireyim mi?
- Shall I cook dinner for you?
İşte senin için bir mektup.
- Here is a letter for you.
Kendi hesabıma, benim plana bir itirazım yok.
- For my part I have no objection to the plan.
Bay White onun için mahkemeye çıktı.
- Mr White appeared for him in court.
Onun için ne kadar ödedin?
- How much did you pay for him?
Bu benim için çok zordu.
- It was too difficult for me.
Bu kitabı okumak benim için kolay.
- It is easy for me to read this book.
run for it.