Yeni hükümetin malî sorunları var.
- The new government has financial troubles.
O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
- He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
Tom'un parasal sorunlar yaşadığının farkında mıydın?
- Were you aware Tom was having financial problems?
Parasal sorunlar yaşıyor musunuz?
- Are you having financial problems?
Finansal sorunlarımız ciddi.
- Our financial problems are serious.
Tom, Mary ve John'un finansal durumlarını tartışmalarını dinlememeye çalıştı.
- Tom tried not to listen to Mary and John discussing their financial situation.
Parasal bağışlara da açığız.
- Monetary donations are also welcome.
Parasal değer Amerikan toplumunda egemen değerdir.
- Monetary value is the dominant value in American society.
Burger King first became a financial fodder in 1967 when it was bought by Pillsbury.
Tom otuz yaşından fazla ama o hâlâ mali bakımdan ailesine bağlı.
- Tom is over thirty, but he's still financially dependent on his parents.
Mali bakımdan karısına güveniyor.
- He relies on his wife financially.
Mali açıdan ona yardım ettik.
- We helped him financially.
Mali açıdan güvendeyim.
- I'm financially secure.
Bir milletin para ve mali politikalarının yeterli karışımına sahip olması önemlidir
- It is important for a nation to have an adequate mix of monetary and fiscal policies.
Parasal bağışlara da açığız.
- Monetary donations are also welcome.
... You know, four years ago we went through the worst financial crisis since the Great Depression. ...
... had right after the financial crisis hit. ...