Küresel ısınma hakkında söylediklerini etkileyici buldum.
- I found it fascinating what you were saying about global warming.
Benim için, tarih çok etkileyici bir konu.
- For me, history is a fascinating subject.
Biz onun sesinden büyülendik.
- We were fascinated by her voice.
Tom ve Mary Japon çizgi filmi tarafından büyülendi.
- Tom and Mary are fascinated by Japanese anime.
Gerçekten bu kadar çekici miyim?
- Am I really that fascinating?
Bu çok ilginç bir makale.
- This is a fascinating article.
... SAL KHAN: Fascinating. ...
... I mean, the thing that's fascinating about being ...