Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
- I know that you're a teacher.
Siz insanları anlamıyorum.
- I do not understand you.
Artık seni sevmiyorum.
- I don't love you anymore.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
Sana satranç oynamayı öğreteceğim.
- I will teach you to play chess.
Bu kitabı sana vereceğim.
- I will give you this book.
Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
- I know that you're a teacher.
Sizin hangi tür şarabınız var?
- What kind of wine do you have?
Artık seni sevmiyorum.
- I no longer love you.
Artık seni sevmiyorum.
- I don't like you anymore.
Size kuralları ihlal etmek için izin verilmez.
- You are not allowed to violate the rules.
İçmek için size ne alabilirim?
- What can I get you for drinking?
Siz ikiniz kendinizden utanmalısınız.
- You two should be ashamed of yourselves.
Kendinize dikkat edin!
- Take care of yourselves!
The police will get you to find the bullets.
- Die Polizei wird euch dazu bringen, die Kugeln zu finden.
I will show you some pictures.
- Ich werde euch ein paar Bilder zeigen.