We can see wild animals lying in the grass.
- Çimde yatan vahşi hayvanları görebiliriz.
I saw a young man lying on the bench under the cherry tree in the park.
- Parkta kiraz ağacının altında bankta yatan genç bir adam gördüm.
I often go yachting on weekends.
- Hafta sonlarında sık sık yatçılığa giderim.
Many yachts are in the harbor.
- Birçok yat limandadır.
Whenever I lie down on my bed and read a book, I fall asleep.
- Ne zamam yatağıma uzanıp bir kitap okusam, uykuya dalarım.
I'd like to lie down.
- Ben yatmak istiyorum.
Mary is a promiscuous woman.
- Mary herkesle yatan bir kadındır.
I usually go to bed at nine.
- Genellikle dokuzda yatarım.
I'm really tired; I think I'll go to bed.
- Çok yorgunum; Sanırım yatacağım.