Did you do it by yourself?
- Onu kendin mi yaptın?
The chief engineer did research hand in hand with his assistant.
- Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.
She doesn't know who built those houses.
- O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
Why doesn't anybody translate my sentences?
- Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
I'm doing it for you.
- Bunu senin için yapıyorum.
I'm doing this for you.
- Bunu senin için yapıyorum.
We'll do it when we have time.
- Zamanımız olduğunda onu yapacağız.
You must do it yourself.
- Onu kendin yapmalısın.
I want a suit made of this material.
- Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
In ethnic Iranian foods, you can see many products which are made of milk.
- Etnik İran gıdalarında, sütten yapılan birçok ürün görebilirsiniz.
He was guilty of making a mistake.
- O, bir hata yapmaktan suçluydu.
He is afraid of making mistakes.
- Hata yapmaktan korkuyor.
Tom saved Mary's life by performing the Heimlich maneuver.
- Tom Heimlich manevrasını yaparak Mary'nin hayatını kurtardı.
They assisted him in performing the operation.
- Onlar onun operasyonu yapmasında yardım etti.
He cannot have done such a thing.
- Öyle bir şey yapmış olamaz.
Having done my homework, I watched the baseball game on television.
- Ev ödevimi yaptıktan sonra ,televizyonda beyzbol oyununu izledim.
She has made up her mind to go to America to study.
- O, eğitim yapmak için Amerika'ya gitmeye karar verdi.
This stool is made up of leather and wood.
- Bu tabure, deri ve tahtadan yapılmıştır.
Tom doesn't know what to make of this.
- Tom bunun hakkında ne yapacağını bilmiyor.
Tom and Mary aren't quite sure what to make of this.
- Tom ve Mary, bununla ilgili ne yapacaklarından pek emin değildir.
The conference is to be held in Tokyo the day after tomorrow.
- Konferans öbür gün yapılacak.
Rio's carnival is held in February.
- Rio karnavalı şubat ayında yapılır.
They voted to create a committee.
- Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar.
Many atrocities were committed during the war.
- Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.
Butter is made from cream.
- Tereyağı kaymaktan yapılır.
She made coffee for all of us.
- O hepimiz için kahve yaptı.
I know you can make it.
- Yapabileceğini biliyorum.
Don't be afraid to make mistakes when speaking English.
- İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
- Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
He committed an illegal act.
- O, yasa dışı bir eylem yaptı.