Onun pantolonlarının hepsi kırışık.
 - His slacks are all wrinkled.
Gömleğin oldukça kırışık.
 - Your shirt is pretty wrinkled.
Mavi ceketi kirli ve buruşuktu.
 - His blue coat was dirty and wrinkled.
Onun kravatları her zaman buruşuk.
 - His ties were always wrinkled.
Tom alnında birkaç kırışıklık edinmeye başladı.
 - Tom has started to get a few wrinkles on his forehead.
O, gözlerinin etrafında birkaç kırışıklık edinmeye başladı.
 - She has started to get a few wrinkles around her eyes.
Kırışıklarımı gizlemeye çalışıyordum.
 - I was trying to hide my wrinkles.
O, gözlerinin etrafında birkaç kırışıklık edinmeye başladı.
 - She has started to get a few wrinkles around her eyes.
As the ocean receded from the beach it left the sand appearing wrinkled.