buruştur

Turkish - English

Definition of buruştur in Turkish English dictionary

corrugate

{f} ruffle

{f} crease

{f} wrinkled

{f} wrinkle

rumple

{f} pucker

Tom was expecting a kiss, so he leaned forward and puckered his lips. - Tom bir öpücük bekliyordu, bu yüzden öne doğru eğildi ve dudaklarını buruşturdu.

{f} corrugated

crinkle

crumple

Tom crumpled up the paper and threw it in the trashcan. - Tom kağıdı buruşturdu ve onu çöp kutusuna attı.

Tom crumpled up some leaves. - Tom yaprakları buruşturdu.

{f} puckering

contort

rumpled

crumpled

Tom took the letter, crumpled it and put it in his pocket. - Tom mektubu aldı, onu buruşturdu ve cebine koydu.

Tom crumpled the paper. - Tom kağıdı buruşturdu.

Related Terms

buruş

shrivel

buruş

{f} shriveled

buruş

shrivel up

buruş

cockle

buruş

wring

Turkish - Turkish

Definition of buruştur in Turkish Turkish dictionary

Related Terms

buruş

Hoşaf yapmak için kurutulmuş erik

Hyphenation

bu·ruş·tur