Rakibini sert bir biçimde eleştirdi.
- He criticized his rival severely.
Belediye başkanını sert bir biçimde eleştirdi.
- He severely criticized the mayor.
Şiddetle cezalandırılmalıdır.
- She must be severely punished.
Yer fıstığına şiddetle alerjim var.
- I'm severely allergic to peanuts.
O zamandan beri onun inancı ciddi olarak sarsıldı.
- Since then, his faith has been severely shaken.
Bu skandal, şirketimizin kamuoyundaki imajına ciddi olarak zarar verdi.
- This scandal has severely damaged the public image of our company.
Tom bana ağır biçimde hakaret etti ama ben ona aynen karşılık verdim.
- Tom insulted me severely, but I gave him tit for tat.
Tom ağır cezalandırılmalı.
- Tom must be severely punished.
Fırtına ürünlere ciddi bir şekilde zarar verdi.
- The storm severely damaged the crops.
Bu gemi yolculuğundaki yiyecek beni ciddi bir şekilde kabız etti.
- The food on this cruise made me severely constipated.