Onun çok iyi bilinen bir aktris olduğu söylenilmektedir.
- It's said that she's a well-known actress.
Tom, çok iyi bilinen bir biyolog.
- Tom is a very well-known biologist.
O meşhur bir sanatçıdır.
- He is a famous artist.
İrlanda oya işleriyle meşhurdur.
- Ireland is famous for lace.
Şarkıcı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda Avrupa'da da ünlü.
- The singer is famous not only in Japan but also in Europe.
Justin Bieber, Katie Holmes'tan daha ünlüdür.
- Justin Bieber is more famous than Katie Holmes.
Michael Jackson, Abd'nin en tanınmış şarkıcısıydı.
- Michael Jackson was the most famous singer in the United States.
En tanınmış kitaplarını 60'lı ve 70'li yıllarda yayınladı.
- During the 60s and 70s, she published her most famous books.
Biz mükemmel bir biçimde geçindik.
- We got along famously.
O bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.
- She's well known as a singer.
O, bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.
- As a singer, she's well known.
Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir.
- A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment.
Sami iyi tanınan bir avukat tuttu.
- Sami hired a well known attorney.
A common approach is for the server to accept messages at a well-known port.
... He will be well known to you as with a background in print ...
... in 2011, population is declining in more than 50 countries. Not well-known. ...