victory, success, triumph; position of first place; amount won, winnings

listen to the pronunciation of victory, success, triumph; position of first place; amount won, winnings
English - Turkish

Definition of victory, success, triumph; position of first place; amount won, winnings in English Turkish dictionary

win
{i} galibiyet

Ricardo galibiyet için 500 Amerikan doları aldı. - Ricardo got US$ 500 for winning.

Onların galibiyet serileri bittiği için art arda 10 oyun kaybettiler. - They have lost 10 games in a row since their winning streak ended.

win
{i} zafer

İngiliz kuvvetleri bu sırada zaferler kazanıyorlardı. - British forces at this time were winning victories.

Tom zaferi şarapla kutluyor. - Tom was celebrating the victory with wine.

win
{i} kazanma

Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu. - To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.

O takımın çok az, eğer varsa, kazanma şansı var. - That team has little, if any, chance of winning.

win
{i} başarı

Her kazanan sonunda başarısız olur. - Every win fails eventually.

Her zaman başarılı olamazsın. - You win some, you lose some.

win
{f} kazanmak; (yarışma veya başka bir uğraşı sonucunda) elde etmek: Who won the contest? Yarışmayı kim kazandı? Utku's won the
win
isabet etmek
win
kazamak
win
ulaşmayı başarmak
win
{f} kazan

Sıra beyazda ve kazandı. - White to play and win.

Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder. - If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.

win
yengi
win
{f} galip gelmek
win
{f} kazanmak

Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu. - To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.

Saygın bir insan bulmak bir piyango kazanmaktan daha zor. - Finding a decent man is more difficult than winning a lottery.

win
win by a head yarışta bir at
win
{f} (won, --ning)
win
birinci gelmek
win
birinci gelme
win
gayesine erişmek
win
{f} ikna etmek
English - English
{i} win
victory, success, triumph; position of first place; amount won, winnings

    Hyphenation

    victory, success, triumph; po·si·tion of first place; a·mount won, winnings

    Pronunciation

Favorites