O, kazayı sigortacısına bildirdi.
- Er hat den Unfall seiner Versicherung gemeldet.
Dikkatsiz sürüş, kazalara sebep olur.
- Unbedachtes Fahren verursacht Unfälle.
O çalışırken bir kaza yaptı.
- She had an accident while working.
O çalışırken bir kaza yaptı.
- While working, he had an accident.
Petrolün keşfi şanslı bir rastlantıydı.
- The discovery of oil was a lucky accident.
Bu keşif tamamen rastlantıydı.
- That discovery was quite accidental.
Dün gece restoranda kazara benim öğretmenimle karşılaştım.
- I met my teacher by accident at the restaurant last night.
Tom havuçları dilimlerken kazara elini kesti.
- Tom accidentally cut his hand when he was slicing carrots.
Yoğun trafikteki zincirleme bir kazaydı.
- There was a chain-reaction crash during rush hour.
Karşılaşmamız oldukça raslantıydı.
- Our meeting was quite accidental.
Onu tanımam tamamen tesadüftü.
- It was pure accident that I came to know her.
Savaş tesadüfen patlak vermedi.
- The war didn't break out by accident.