Tom'un yaptıklarını izlemekten daha iyi yapacak işlerim var.
 - I've got better things to do than to keep track of what Tom's doing.
Siz doğru yoldasınız.
 - You're on the right track.
Sen yoldan çıkmışsın.
 - You are way off the track.
Tren hangi hattan Higashi-Kakogava' ya hareket eder?
 - From which track does the train to Higashi-Kakogawa leave?
Her sabah demir yolu hatlarını geçeriz.
 - We cross the railroad tracks every morning.
Raylar yola paralel uzanıyor.
 - The tracks run parallel to the road.
Lütfen demiryolu rayları yakınında oynamayın.
 - Please don't play near the railroad tracks.
Web'de sörf yaptığında web siteleri tarafından izlenebilirsin.
 - When you surf the web, you may be tracked by websites.
Biz geyikler tarafından bırakılan izleri takip ettik.
 - We followed the tracks left by the deer.
Avcı ayının izlerini takip etti.
 - The hunter followed the bear's tracks.
Tom'un yaptıklarını izlemekten daha iyi yapacak işlerim var.
 - I've got better things to do than to keep track of what Tom's doing.
Yavaşla. Bu bir yarış pisti değil.
 - Slow down. It's not a race track.
Muhtemelen fosilleşmiş parçalar jura dönemi hayvanlarına aittir.
 - Possibly the fossilized tracks belong to animals of the Jurassic period.
Bu, bütün diskteki favori parçam.
 - This is my favorite track on the entire disc.
AIDS araştırma dünyasında yer alan tüm değişiklikleri takip edemem.
 - I can't keep track of all the changes taking place in the world of AIDS research.
Avcı ayının izlerini takip etti.
 - The hunter followed the bear's tracks.
Birçok kumarbaz, at yarışı pistinde para kazanır ve kaybeder.
 - Many gamblers win and lose money at the horse-race track.
Yavaşla. Bu bir yarış pisti değil.
 - Slow down. It's not a race track.
My uncle spent all day tracking the deer.