yörünge

listen to the pronunciation of yörünge
Turkish - English
orbit

The ESA put a satellite into orbit. - ESA yörüngeye bir uydu yerleştirdi.

The satellite is in orbit around the moon. - Uydu, ay etrafında yörüngede.

orbit; trajectory
track
path
trajectory
circle
locus
earth orbit
deferent
yörünge dişlisi
ring gear
yörünge eğikliği
inclination of the orbit
yörünge izlemek
orbit
yörünge öğeleri
orbital elements
atomik yörünge
atomic orbital
basıklığı yüksek eliptik yörünge
(Askeri) highly elliptical orbit
dikey yörünge
orthogonal trajectory
salt yörünge
absolute paths
Turkish - Turkish
(Hukuk) Hareketli bir şeyin izlediği yol;bir gök cisminin ağırlık merkezinin çizdiği geometrik yer
Yürüyen bir noktanın izlediği veya çizdiği yol, mahrek
Bir gök cisminin hareket etmesi süresince aldığı yol
Yürüyen bir noktanın izlediği veya çizdiği yol, mahrek: "Sevecenlikle dolu, sevgiyle pırıl pırıl / Yeni bir yörüngeye giriyor dünyam benim."- F. Halıcı
(Hukuk) MAHREK
orbital
yörünge
Favorites