Tom bizim kurallarımızı izlemek zorundadır.
 - Tom has to follow our rules.
Yapmanız gereken bütün şey beni izlemektir.
 - All you have to do is follow me.
Tom'un Mary'yi takip etmekten başka hiçbir seçeneği yoktu.
 - Tom had no choice but to follow Mary.
Tom'u takip etmek zorundayız.
 - We have to follow Tom.
Bir lider mi yoksa bir takipçi misiniz?
 - Are you a leader or a follower?
Sosyal görevliden Stevenson ailesi hakkındaki bilgiyi takip etmesi istedi.
 - The social worker was asked to follow up the information about the Stevenson family.
Sadece talimatlara uymak zorundasın.
 - You only have to follow the instructions.
Bütün üyeler bu kurallara uymak zorundadırlar.
 - All members must follow these rules.
Buradan canlı çıkmak istiyorsan, beni izle.
 - If you want to get out of here alive, follow me.