Sipariş vermek istediğinizde bana söyleyin.
 - Tell me when you'd like to order.
Sipariş vermek ister misiniz?
 - Would you like to order?
Bütünüyle sipariş edilmiş bir takıma çoğunlukla bir  zincir denilir.
 - A totally ordered set is often called a chain.
Siparişinizi alabilir miyim, lütfen?
 - May I have your order, please?
Bütünüyle sipariş edilmiş bir takıma çoğunlukla bir  zincir denilir.
 - A totally ordered set is often called a chain.
Tom bütün takımlarını sipariş üzerine yaptırdı.
 - Tom had all of his suits made to order.
Uçağın kontrolleri düzensizdi.
 - The controls of the plane were out of order.
Onun odası her zaman düzensizdir.
 - His room is always out of order.
Oda kusursuz durumda.
 - The room is in immaculate order.
Sami'nin SUV'u mükemmel çalışır durumda.
 - Sami's SUV is in perfect working order.
Ben bunu ısmarlamadım.
 - I did not order this.
Affedersiniz fakat ben bunu ısmarlamadım.
 - Excuse me, but I didn't order this.
Onu Boston'dan posta havalesi ile aldım.
 - I got it mail order from Boston.
Çocuklara sınıfta yüksek sesle konuşmamalarını emretti.
 - He ordered the boys not to shout in the classroom.
O sınıfı geçmek için biraz ekstra kredi çalışması yaptım.
 - I did some extra credit work in order to pass that class.