to pull; to draw

listen to the pronunciation of to pull; to draw
English - Turkish

Definition of to pull; to draw in English Turkish dictionary

pluck
{f} koparmak
pluck
{f} yolmak

Mary piliçten tüyleri yolmakla meşgul. - Mary is busy plucking the feathers from the chicken.

pluck
{f} toplamak
pluck
{i} yolma

Mary piliçten tüyleri yolmakla meşgul. - Mary is busy plucking the feathers from the chicken.

Mary on iki yaşındayken kaşlarını yolmaya başladı. - Mary started plucking her eyebrows when she was twelve years old.

pluck
{f} kopar

Havva, bilgi ağacından meyve kopardı. - Eve plucked fruit from the tree of knowledge.

Onları nereden kopardın? - Where did you pluck them?

pluck
tüylerini yolmak
pluck
kopar(mak)
pluck
{f} talan etmek
pluck
yiğitlik
pluck
çalmak
pluck
pluck off kopa
pluck
{i} yüreklilik
pluck
pluck kopar/çek/yol
pluck
{f} sürüklemek
pluck
{f} yağmalamak
pluck
{f} sınıfta bırakmak
pluck
(isim) yolma, sakatat, çekme, cesaret, yüreklilik
pluck
sakatat/yolma/cesaret
pluck
(fiil) koparmak, toplamak, yolmak, ayıklamak (yün), çekmek, sürüklemek, soymak, yağmalamak, talan etmek, sınıfta bırakmak
pluck
{i} sakatat
English - English
pluck
to pull; to draw
Favorites