to practice an ability

listen to the pronunciation of to practice an ability
English - Turkish

Definition of to practice an ability in English Turkish dictionary

train
{f} eğitmek

Dan Linda'yı eğitmek bile istememişti. - Dan didn't even want to train Linda.

Tom köpeğini eğitmek için birini kiraladı. - Tom hired someone to train his dog.

train
tren

En yakın tren istasyonu nerede? - Where is the closest train station?

Sonraki durakta trenden ineceğim. - I'm getting off the train at the next stop.

train
{f} alıştırma yapmak
train
antreman yapmak
train
çalıştırmak

Bu makineyi çalıştırmak için özel bir eğitim gerekli değil. - No special training is needed to operate this machine.

train
idman yapmak
train
yetişmek

Eğer trene yetişmek istiyorsan derhal hareket etmelisin. - You'll have to get a move on if you want to catch the train.

Trene zamanında yetişmek için acele etti. - He hurried so as to be in time for the train.

train
yetiştirmek
train
olaylar/düşünceler zinciri
train
eğit(mek)
train
{i} yildiz
train
{i} kervan

Develerden oluşan uzun bir kervan batıya doğru ilerliyordu. - A long train of camels was moving to the west.

train
{i} katar; kafile
train
{f} eğitmek, terbiye etmek, yetiştirmek
train
{f} nişan almak
train
dalları kazık veya
train
hayvanı tuzağa çekmek için sıralanmış yem
train
{i} katar
English - English
train

She trained seven hours a day to prepare for the Olympics.

to practice an ability

    Hyphenation

    to prac·tice an a·bi·li·ty

    Turkish pronunciation

    tı präktıs ın ıbîlıti

    Pronunciation

    /tə ˈpraktəs ən əˈbələtē/ /tə ˈpræktəs ən əˈbɪlətiː/
Favorites