Turkish - English
Definition of kervan in Turkish English dictionary
- caravan
The dogs bark, but the caravan moves on.
-İt ürür, kervan yürür.
A caravan of fifty camels slowly made its way through the desert.
-Elli develi bir kervan, çölde yavaş yavaş ilerliyordu.
- train
A long train of camels was moving to the west.
-Develerden oluşan uzun bir kervan batıya doğru ilerliyordu.
- kervan yolda düzülür
- to improvise continuously
- kervan yolda düzülür
- make (something) up as (one) goes (along) : To improvise continuously as one does something; to do something without formal guidelines, structure and rules
None of us really knew how to play the game, so we just made it up as we went along.
- kervan yolda düzülür
- make it up as you go along
- kervan yolda düzülür
- improvise, do something without planning it
- kervan cullugu
- Caravan cullugu
- it ürür kervan yürür
- (Atasözü) An ancient Turkish proverb meaning: You are too insignificant to influence the course of events that surround you.Used to put down someone's efforts or words and meaning that it won't have any effect on the outcome.Dogs bark, but the caravan goes on
- büyük kervan çulluğu
- (Tabiat Doğa) (kuş, Fam: çullukgiller) Eurasian curlew
- ince gagalı kervan çulluğu
- (Tabiat Doğa) (kuş, Fam: çullukgiller) slender-billed curlew
- it ürür, kervan yürür
- (Atasözü) Progress cannot be stopped by the criticisms of scoundrels
- kuş uçmaz kervan geçmez
- outlying
- kuş uçmaz kervan geçmez
- out-of-the way, desolate
- kuş uçmaz, kervan geçmez desolate, lonely
- (place)
- yağmur kervan çulluğu
- (Tabiat Doğa) (kuş, Fam: çullukgiller) whimbrel
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kervan in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) f. Birbirini takib ederek giden insan veya hayvan sürüsü. Kafile ve hey'etle giden yolcular takımı
- Uzak yerlere yolcu ve ticaret eşyası taşıyan yük hayvanı katarı
- Toplu olarak birbiri ardınca gelen şeyler: "Kervana karışmalı, ne gerisinde kalmalı, ne başında durmalı."- F. R. Atay
- Balıkçıl kuşu
- Uzak yerlere yolcu ve ticaret eşyası taşıyan yük hayvanı katarı: "Aşağı doğru inen kervan yavaş yavaş söğütlüğe kadar geldi."- F. R. Atay
- Toplu olarak birbiri ardınca gelen şeyler
- (Osmanlı Dönemi) birbirini tâkip ederek giden insan veya hayvan sürüsü
- barhana
- karban
- Kervan Yıldızı
- Çoban Yıldızı
- kervan çulluğu
- Uzun ayaklı, uzun ve eğri gagalı kuşlar sınıfı
- it ürür kervan yürür
- (Atasözü) İnandığımız bir şeyi sonuçlandırmak için, insanların ne dediğine bakmadan devam etmemizi anlatan bir söz.gereksiz ve kötü niyetli kişilerin söylemlerinin,tavırlarının düzeni bozmaya yetmeyeceğini anlatan atasözüdür
Related Terms
English - Turkish
Definition of kervan in English Turkish dictionary
- kervan yolda düzülür
- işlerin yolda tamamlanabileceğini, önemli olanın yola çıkmak olduğunu anlatan atasözü
Related Terms
kervan
Hyphenation
ker·vanPronunciation
Resimler
History
Favorites