Tom bizim kurallarımızı izlemek zorundadır.
 - Tom has to follow our rules.
Siz beyefendiler beni izlemek ister misiniz?
 - Would you gentlemen like to follow me?
Tom'un Mary'yi takip etmekten başka hiçbir seçeneği yoktu.
 - Tom had no choice but to follow Mary.
Tom'u takip etmek zorundayız.
 - We have to follow Tom.
Anne Alice'in onu takip etmesini belirtti.
 - The mother signed to Alice to follow her.
Bir lider mi yoksa bir takipçi misiniz?
 - Are you a leader or a follower?
Onların talimatlarına uymak zorundayız.
 - We have to follow their instructions.
Onlara uymak zorunda değiliz.
 - We don't have to follow them.
Buradan canlı çıkmak istiyorsan, beni izle.
 - If you want to get out of here alive, follow me.