Karanlık alanları aydınlatmak için bir el feneri kullanırım.
 - I use a flashlight to illuminate dark areas.
Karanlık alanları aydınlatmak için bir el feneri kullanırım.
 - I use a flashlight to illuminate dark areas.
Tom tüm kibriti tüketti bu yüzden ateşi yakamadı.
 - Tom ran out of matches so he couldn't light the fire.
Sigaran ve ateşin var mı?
 - Have you got a cigarette and a light?
Karanlık alanları aydınlatmak için bir el feneri kullanırım.
 - I use a flashlight to illuminate dark areas.
María, sonbahar gecesini aydınlatan çeyrek ayı bulunan, yıldızlı gökyüzüne baktı.
 - María looked at the starry sky, with a quarter moon that illuminated that autumn night.
Onun yüzünü loş bir ışıkta gördüm.
 - I saw his face in the dim light.
Işık yılı, ışığın bir yılda gittiği mesafedir.
 - A lightyear is the distance that light travels in one year.