to be settled in opinion; to be convinced

listen to the pronunciation of to be settled in opinion; to be convinced
English - Turkish

Definition of to be settled in opinion; to be convinced in English Turkish dictionary

resolve
{f} çözümlemek
resolve
kararlılık
resolve
çözünmek
resolve
ortadan kaldırmak
resolve
niyet

İki tarafın da iyi niyetiyle, sorunumuzun üstesinden gelinebilir. - With a bit of good will on both sides, our problems should be able to be resolved.

resolve
çöz

Yakında durumu çözebileceğini umuyorum. - I hope that you are able to resolve the situation soon.

Bu sorunu kesin olarak çözme zamanı. - It's time to resolve this question once and for all.

resolve
ayrıştırmak
resolve
karar

O, üniversiteye gitmeye karar verdi. - She resolved on going to college.

Onunla ilişkimi tamamen bitirmeye kesin karar verdim. - I resolved to break up with her cleanly.

resolve
azimlilik
resolve
halletmek
resolve
erimek
to be in
olmak

O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi. - It was tremendously exciting to be in Boston at that time.

O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi. - She promised her father to be in time for lunch.

resolve
{f} -e azmetmek, -e kesin karar vermek: She resolved to give up cigarettes. Sigarayı bırakmaya karar verdi
resolve
{i} azim
resolve
{f} tahlil etmek
resolve
(Tıp) Eritmek
resolve
{f} haline getirmek
resolve
{i} yasa teklifi
resolve
{f} aklına koymak
English - English
resolve
to be settled in opinion; to be convinced
Favorites