İki tarafın da iyi niyetiyle, sorunumuzun üstesinden gelinebilir.
- With a bit of good will on both sides, our problems should be able to be resolved.
Bu çatışmayı çözmek imkansız.
- It is impossible to resolve the conflict.
Bu sorunu kesin olarak çözme zamanı.
- It's time to resolve this question once and for all.
Onunla ilişkimi tamamen bitirmeye kesin karar verdim.
- I resolved to break up with her cleanly.
Daha sıkı çalışmaya karar verdiler.
- They resolved to work harder.
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
- She promised her father to be in time for lunch.
İlerde ne olmak istiyorsun?
- What do you want to be in the future?