Köpek etrafında ve çevresinde koştu.
- The dog ran around and around.
Nagasaki çevresinde onlara rehberlik edebilmem için kadınla birlikte gittim.
- I went with the women so that I could guide them around Nagasaki.
Dünya senin etrafında dönmüyor.
- The world doesn't revolve around you.
Uydu, ay etrafında yörüngede.
- The satellite is in orbit around the moon.
Armstrong, etrafta gezindi.
- Armstrong walked around.
Çocuklar etraftayken o tür şey söylememelisin.
- You shouldn't say that kind of thing when children are around.
Çevrede kuşlar uçuyorlar.
- The birds are flying around.
Çevrede fazla bulunmadım.
- I have not been around much.
Tom belinin çevresine kazağını bağladı.
- Tom tied his sweater around his waist.
Erkek kardeşlerim sürekli çevresine şakalar yapıyor.
- My brothers are always joking around.
O, çocuklarını kendi etrafına topladı.
- He gathered his children around him.
Etrafına bakındı fakat hiç kimseyi göremedi.
- He looked around, but he saw no one.
İnsan vücudunun ısısı 37°C civarında gezinir.
- The temperature of the human body hovers around 37°C.
O, parkın civarında bir yerde yaşıyor.
- He lives somewhere around the park.
Hâlâ bu civarda mısın?
- Are you still around?
Tom kesinlikle bu civarda çok yardımcı oldu.
- Tom certainly helped a lot around here.
Kedim odada oraya buraya koşuyor.
- My cat is running around the room.
After long breakfast I think I started around 8:00. - Uzun kahvaltı edip saat sanırım 8:00 gibi yola koyuldum.
Neden bu kıyafetler ortalıkta duruyor?
- Why are these clothes lying around?
o evine içine doğru koştuğunda , kedi kasılarak ipliğin etrafında yürüyordu.
- The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.
Buralarda kimsenin yaşamadığı doğru mu?
- Is it true that nobody lives around here?
Tom patronu civarda olmadığı zaman bir patron gibi davrandı
- Tom acted as the boss whenever the boss wasn't around.
Tom kesinlikle bu civarda çok yardımcı oldu.
- Tom certainly helped a lot around here.
Postacı yaklaşık üç günde bir gelir.
- The mailman comes around every three days.
Tom yaklaşık 2.30 civarında geri dönecek.
- Tom will be back around 2:30.
O hızla arkaya döndü.
- She turned around quickly.
O buralarda bir yerde yaşıyor.
- He lives somewhere around here.
Tom'un fikirlerinin buralarda fazla ağırlığı yoktur.
- Tom's opinions don't carry much weight around here.
Döndü ve geriye baktı.
- He turned around and looked back.
Onun sesini duyduğunda geriye döndü.
- She turned around when she heard his voice.
Kase mükemmel bir şekilde yuvarlaktı.
- The bowl was perfectly round.
Dünya yuvarlaktır, düz değil.
- The earth is round, not flat.
Tom odayı araştırdı ama orada başka hiç kimse yoktu.
- Tom looked around the room, but no one else was there.
Bütün çevreye baktım ama orada kimseyi göremedim.
- I looked all around, but I could see nobody there.
Bütün yıl çok sıkı çalışır.
- He works hard all the year round.
Burada bütün yıl boyunca hava sıcak.
- It's warm here all the year round.
B: Oh, he's still around. He's feeling better now.
She went around the track fifty times.
She spun around a few times.
The jackals began to gather around .
I'll see you around .
{{|}}.
She turned round and scowled at me.
- She turned around and scowled at me.
... And we now have 50 countries around the world covered with ...
... And I think when, obviously, Princess Di was around, the ...