yuvarla

listen to the pronunciation of yuvarla
Turkish - English
cupping
{f} round

The earth is round, not flat. - Dünya yuvarlaktır, düz değil.

We bought a round table. - Biz bir yuvarlak masa aldık.

toss off
{f} trundle
roll

A coin rolled under the desk. - Masanın altına madeni para yuvarlandı.

Tom rolled over in bed. - Tom yatakta yuvarlandı.

{f} rounded

What's 5,814 rounded to the nearest thousand? - 5.814'ün en yakın bine yuvarlaması nedir?

round off
toss#off
round#off
tossoff
cup
yuvarlamak
roll
yuvarlamak
down
yuvarlamak
round off
yuvarlamak
rotate
yuvarlamak
toss
yuvarlamak
to tell whopping big lies, tell whoppers
yuvarlamak
belt down
yuvarlamak
to send (someone) sprawling (to the ground)
yuvarlamak
to down (food, drink) quickly; to put away, pack away, or polish off (food) quickly
yuvarlamak
to roll (something) (along a surface)
yuvarlamak
slosh down
yuvarlamak
toss off
yuvarlamak
to rotate, to roll; to roll up; (hesap, sayı) to round sth up; (içecek) to toss off, to down
yuvarlamak
elide
yuvarlamak
to roll (something) up
yuvarlamak
to round, give (something) a circular or spherical shape
yuvarlamak
bowl
yuvarlamak
trundle
yuvarlamak
round
yuvarlamak
tumble
yuvarlamak
half adjust
Turkish - Turkish

Definition of yuvarla in Turkish Turkish dictionary

Yuvarlamak
(Osmanlı Dönemi) HEZK
Yuvarlamak
(Osmanlı Dönemi) TEMRİG
Yuvarlamak
(Osmanlı Dönemi) TEM'İK
yuvarlamak
Hızla düşürmek, devirmek
yuvarlamak
Bir şeyi bir yerden kaldırmadan ekseni çevresinde döndürerek yürütmek, tekerlemek
yuvarlamak
İnanılmayacak yalanlar söylemek
yuvarlamak
Belirsizce, anlaşılmayacak biçimde söylemek
yuvarlamak
Döndürerek tomar yapmak veya yuvarlak duruma getirmek: "Gel zaman git zaman, sanat tasaları futbol yuvarlağını öyle uzaklarda fırlatıp attı ki..."- B. R. Eyuboğlu
yuvarlamak
Döndürerek tomar yapmak veya yuvarlak duruma getirmek
yuvarlamak
Bir şeyi bir yerden kaldırmadan ekseni çevresinde döndürerek yürütmek, tekerlemek: "... balta ve küskü ile onu kaldırır, aşağıya yuvarlarız."- R. H. Karay
yuvarlamak
İstekle ve çabucak yemek veya içmek
yuvarlamak
Sözü belirsizce, anlaşılmayacak biçimde söylemek. İnanılmayacak yalanlar söylemek
yuvarlamak
Hızla düşürmek, devirmek. İstekle ve çabucak yemek veya içmek: "Birbiri ardınca bilmem kaç şişe bira yuvarlamış."- A. İlhan
yuvarla
Favorites