Oh, teşekkürler! Ne kadar düşünceli.
- Oh, thanks! How thoughtful.
Tom'un yüzünde düşünceli bir bakış vardı.
- Tom had a thoughtful look on his face.
Tom'un düşünceleri anlayışlıydı.
- Tom's ideas were thoughtful.
Sözümü bana hatırlattığınız için çok naziksiniz.
- It is thoughtful of you to remind me of my promise.
Yaşlı adam nazik bir şekilde sakalını sıvazladı.
- The old man stroked his beard thoughtfully.
Lütfen çöpünü yanına al ve onu özenli bir şekilde at.
- Please take your rubbish with you and dispose of it thoughtfully.
Güvenliğiniz hakkında daha dikkatli olmalısın.
- You should be more thoughtful of your safety.
Tom saygılı bir biçimde gülümsedi.
- Tom smiled thoughtfully.
Kelimeler düşünceleri ifade eder.
- Words express thoughts.
Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi.
- Because of the bad weather, any thought of sight-seeing in the city was abandoned.
Hiçbir müzisyen o müziği cenaze töreninde çalmayı düşünmezdi.
- No musician would have thought of playing that music at the funeral.
Senin gibi bir kadın bulacağımı asla düşünmedim.
- I never thought I would find a woman like you.
Kelimeler düşünceleri ifade eder.
- Words express thoughts.
Bu düşündüğümden farklı.
- This is different from what I thought.
Onun fikrinin konu ile ilgili olduğunu düşünmüştüm.
- I thought his opinion was relevant.
Tom'a Mary ile ilgili ne düşündüğünü sordum.
- I asked Tom what he thought of Mary.
O çok düşünceli ve sabırlı.
- She is very thoughtful and patient.
Tom'un yüzünde düşünceli bir bakış vardı.
- Tom had a thoughtful look on his face.
Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.
- At first I thought I liked the plan, but on second thought I decided to oppose it.
Bu, bu konuda şimdiye kadar ilk kez düşünüşüm.
- This is the first time I've ever thought about this.
Yaşlı adam nazik bir şekilde sakalını sıvazladı.
- The old man stroked his beard thoughtfully.
Sözümü bana hatırlattığınız için çok naziksiniz.
- It is thoughtful of you to remind me of my promise.
Tom saygılı bir biçimde gülümsedi.
- Tom smiled thoughtfully.
Ben onun babası olduğunu düşündüğüm adam tam bir yabancı olduğunu kanıtladı.
- The man who I thought was his father proved to be a perfect stranger.
Bir şarkıcı olduğunu düşündüğüm kız farklı bir kişi olduğunu kanıtladı.
- The girl who I thought was a singer proved to be a different person.
Yeni bir anlaşmayı görüşmek için buraya geldiğimizi düşündüm.
- I thought we came here to discuss a new deal.
Seninle ilişkiyi bitirseydim, seninle tekrar görüşmek zorunda kalmayacağımı sandım.
- I thought if I broke up with you, I'd never have to see you again.
Manuel ateşli silahın 14. yüzyılda ortaya çıktığı düşünülmektedir.
- It is thought that manual firearms appeared in the 14th century.
Çekici kadınların genellikle aptal olduğu düşünülmektedir.
- Attractive women are often thought to be dumb.
Sanırım arabanın içinde kalmanı söylemiştim.
- I thought I told you to stay in the car.
Ben onun seni sevdiğini sanıyordum, ama gerçekte, o başka bir kız seviyordu.
- I thought he loved you, but as it is, he loved another girl.
Lütfen çöpünü yanına al ve onu özenli bir şekilde at.
- Please take your rubbish with you and dispose of it thoughtfully.
Sorunun bir parçası olduğumu düşündüm.
- I thought I was part of the problem.
Gerçekten mi? Onun evlenecek son kişi olduğunu düşünüyordum.
- Really? I thought she'd be the last person to get married.
Tom Mary'nin John'un evine gitmesi ve ona yardım etmesi gerektiğini düşünüyordu.
- Tom thought Mary should go over to John's house and help him.
Most thoughtful people eventually solve the puzzle.
Preparing dinner is a thoughtful gesture for a new mother.
Eastern thought.
The only reason some people get lost in thought is because it’s unfamiliar territory. —Paul Fix.
... But if the handles tend to be thoughtful, then you want to ...
... and thoughtful advice. ...