anxious; solicitous; concerned

listen to the pronunciation of anxious; solicitous; concerned
English - Turkish

Definition of anxious; solicitous; concerned in English Turkish dictionary

thoughtful
düşünceli

Tom'un yüzünde düşünceli bir bakış vardı. - Tom had a thoughtful look on his face.

Oh, teşekkürler! Ne kadar düşünceli. - Oh, thanks! How thoughtful.

thoughtful
başkalarını düşünen
thoughtful
anlayışlı

Tom'un düşünceleri anlayışlıydı. - Tom's ideas were thoughtful.

thoughtful
nazik

Yaşlı adam nazik bir şekilde sakalını sıvazladı. - The old man stroked his beard thoughtfully.

Sözümü bana hatırlattığınız için çok naziksiniz. - It is thoughtful of you to remind me of my promise.

thoughtful
düşünceye dalmış
thoughtful
{s} özenli

Lütfen çöpünü yanına al ve onu özenli bir şekilde at. - Please take your rubbish with you and dispose of it thoughtfully.

thoughtful
{s} dikkatli

Güvenliğiniz hakkında daha dikkatli olmalısın. - You should be more thoughtful of your safety.

thoughtful
saygılı

Tom saygılı bir biçimde gülümsedi. - Tom smiled thoughtfully.

thoughtful
thoughtfulnessdüşüncelilik
thoughtful
incelikle
thoughtful
nazikçe
thoughtful
{s} dalgın
thoughtful
nezaket
thoughtful
başkasını düşünür
English - English
thoughtful
anxious; concerned
{s} worried
anxious; solicitous; concerned
Favorites