Tom birazdan evde olmalı.
- Tom should be home soon.
Tom birazdan burada olmalı.
- Tom should be here soon.
Kısa süre içinde ona söylesen iyi olur.
- You'd better tell them soon.
Lütfen bana elinden geldiğince kısa süre içinde yaz.
- Please write to me as soon as you can.
Tom çok geçmeden bir iş bulacak.
- Tom will find a job soon enough.
Demokrat Parti'ye girdi ama oradan çok geçmeden ayrıldı.
- He entered the Democratic Party but soon left it.
Sanırım yakında tüm işleri bitirmiş olacaksınız.
- I think you will have done all the work soon.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Niçin bana onun burada olduğunu söylemedin? Olabildiğince erkenden bilmem gerekiyordu.
- Why didn't you tell me he was here? I had to know as soon as possible!
Bar biraz sonra kapanıyor.
- The bar is closing soon.
Biraz sonra gidiyorum çünkü otobüsüm yarım saat içinde hareket ediyor.
- I'm leaving soon because my bus goes in half an hour.
O, kazadan hemen sonra öldü.
- He died soon after the accident.
O saat beşten hemen sonra geri döndü.
- She came back soon after five o'clock.
Eğer ambulans biraz daha erken gelseydi Tom hayatta kalabilirdi.
- Tom could have survived if the ambulance had arrived a little sooner.
Üzgünüm sana daha erken yazamadım.
- I'm sorry I couldn't write to you sooner.
Az sonra Berlin'e uçuş rezervasyonumu yaptırmayı planlıyorum.
- I am planning to book my flights to Berlin soon after.
Az sonra çay hazırdı.
- Soon, the tea was ready.
Bu yakın zamanda olacakmış gibi görünmüyor.
- It doesn't look as if that's going to happen any time soon.
İşlerin yakın zamanda değişeceğini sanmıyorum.
- I don't think things will change anytime soon.
Aptal parasını çabuk harcar.
- A fool and his money are soon parted.
Çabuk öğrenilirse, çabuk unutulur.
- Soon learnt, soon forgotten.
Sana çabucak cevap vermediğim için üzgünüm.
- I'm sorry I didn't reply to you sooner.
Ona yardım etmelisin, ve çabucak!
- You must help her, and soon!
... what as soon as i graduated from high school graduated very young when i was ...
... put out so soon in my career. ...