English - Turkish
Definition of the ability of the body to accept a tissue graft without rejection in English Turkish dictionary
- tolerance
- {i} hoşgörü
Korkaklara hiçbir hoşgörüm yok.
-I have no tolerance of cowards.
İlaçlar hem bağımlılık hem de hoşgörüye sebep olabilir.
-Drugs can cause both dependency and tolerance.
- tolerance
- {i} tolerans
Futbol kulübünün hakem hatası konusunda sıfır tolerans politikası vardır.
-The football club has a zero tolerance policy on referee abuse.
Tom'un düşük bir düş kırıklığı toleransı vardır.
-Tom has a low frustration tolerance.
- tolerance
- müsamaha
- tolerance
- {i} hata payı
- tolerance
- oynama payı
- tolerance
- (Biyokimya) dayanım
- tolerance
- (Mekanik) pay
- tolerance
- dayanıklılık
- tolerance
- {i} (organizma v.b.'ne özgü) tahammül, dayanma
- tolerance
- (Askeri) TOLERANS: Ölçme tekniğinde veya bir makinenin ya da makine parçasının boyutlarında veya bir aletin mükemmeliyet derecesinde, standartlara veya teorik değerlere nazaran izin verilen boşluk miktarı
- tolerance
- hoş görme
- tolerance
- {i} dayanma
- tolerance
- {i} tolerans, özür payı
- tolerance
- müsaade
- tolerance
- {i} tahammül
Related Terms
English - English
Definition of the ability of the body to accept a tissue graft without rejection in English English dictionary
- tolerance
the ability of the body to accept a tissue graft without rejection
Hyphenation
the a·bi·li·ty of the bo·dy to ac·cept a tis·sue graft with·out re·jec·tionTurkish pronunciation
dhi ıbîlıti ıv dhi bädi tı äksept ı tîşu gräft wîdhaut ricekşınPronunciation
/ᴛʜē əˈbələtē əv ᴛʜē ˈbädē tə akˈsept ə ˈtəsʜo͞o ˈgraft wəᴛʜˈout rēˈʤeksʜən/ /ðiː əˈbɪlətiː əv ðiː ˈbɑːdiː tə ækˈsɛpt ə ˈtɪʃuː ˈɡræft wɪðˈaʊt riːˈʤɛkʃən/
Resimler
Favorites